Hazır Acı Sözler
senden hiçbir hatıran kalmadı bende... ne kaldıysa şu yaşlanan bedenimde...
Bir gece kapını çalarsa yalnızlık açma bırak dışarıda kalsın hayat ne kadar zor ve acımasız olsa da hayatı öyle mutlu yaşa ki kapıdaki yalnızlık yalnızlığından utansın.
Ey Sevgili ! ßén Hayal Kurmayı /kafasında Tuğla Kırmasına Rağmén/Kaplumbağaya Dokununca Ölen/ \"Mariodan\" Öğrendim..!
birgün gelirde biri dur şu kişiye aşık olma o yanlış bir seçim dese ilk baş düşünürdüm sonrada tamam diye yoluma bakmaktansa aşık olup acı çekmeye başlardım...
Dertleşmeyi Bile Unutmuş Herkes Annee.. Kime Anlatsam Derdimi .. \"\"BOŞVER TAKMA KAFANA\"\" Diyor. :\'(
Bide Ona Dokunamayp Teldeki Resmine Sarılarak Öpüp Öpüp Aqlamak . Var .:\'(
bn sadece seni sevdim başkasını sevemedim seni unutamadın bn seni 8 ay bkledim ama sen bna tekrar geri dönmedin ama şimdi bana bakıyosun tekrar bna döncksin geliyo nolusun dön dün rüyamda seni gördüm bna sarııyodun bna teklif ediyodun konuşuyoduk çok güzeldi keşke hiç bitmeseydi o rüya keşke sen bnden ayrılmasaydın ve ben senin için hiç ağlamasaydım..
Seviyormusun beni \\\" Dedi.- \\\" Evet \\\" Dedim.- \\\" Peki ne kadar seviyosun ? \\\" Dedi.- \\\" Minik bir serçenin göz yaşı kadar. \\\" Dedim.- \\\" O kadarcık mı ? O kadar mı değersizim ? \\\" Dedi..................- \\\" Serçeler göz yaşı döktüklerinde ölürler. \\\" Dedim- \\\" Sustu..!!
En Acı Şeyin Ne Biliyor Musun Sevipte Sevmiyorum Demen , Görüpte Görmemezlikten GeLmen . En Acı Şeyin Ne Biliyor Musun ? \'\' Yaşadığımı ßiLe ßiLe O Benim İçin Öldü Demen...!
sevdim seni be sevgili,senn için her gece,yılodızlara bakmaya,senn için er gün ölmeye,senn için herşeyimi feda edecegimi bilmeliydin,ama şimdi hiçbirşeye degmezsin....
Ömür dedigin nedir ki. - Bir ezan bir Sela.
Senden ne kadar nefret ettiğimi merak ediyorsan; Kalbimi vur,kır,parçala... İçinden çıkan kan yazacak nefretle isminin baş harfini.
dursun bu çille bitsin artık bu acı sen yok ken benyaşamayı unutum artık bitsin bu acı tatlı bi söze muhtacaç kaldım sen gidince bitim ben alahım artık güldür yüzümü tutamadım sözümü onsuz olmadı yaşayadım yaşamak haram bana onsuz yaşayadım işte offffffffff mutlu olmak bizimde hakmızz
*Gördüğüm en güzel rüya senin olduğun, Duyduğum en derin sevgi senin eserin, Gördüğüm en güzel dünya senin gözlerin, Ve kurduğum en güzel hayal sensin. *Gül bahçesinde geçse de ömrüm , Senin üstüne gül koklamam gülüm! Seni koklamak olsa da ölüm , İnan uğrunda ölmeye değersin gülüm *Ne zaman tutsam ellerini, Gözlerimin önünden mevsimler geçer. Ne zaman gözlerin gözlerime değse Samanyolundan bir yıldız düşer... *Dünya unutursa dönmeyi, Rüzgar unutursa esmeyi, Aşıklar unutursa sevmeyi, Belki o zaman unuturum seni *Bir an buruk bir acı saplanırsa yüreğine, gözlerin zamansız takılırsa, kulakların zamansız deli gibi çınlarsa bil ki bir yerlerde özlemişsindir Sevgilerin en güzeli seni sevmek, Özlemlerin en güzeli seni özlemek, Ve hayatın tadı sabah kalktığımda, Senin varolduğunu bilmek... Semadaki tüm yıldızlar sönünce, Gözlerinde gecenin yalnızlığını hissedince, İçten içe muhtaç olunca bir dost sohbetine, Unutma ki seni düşünen bir var bu şehirde.... *Hayallere dalıp gitmem ben, Çünkü tek hayalim sensin benim! Hiçbirşey isteyemem ben Çünkü birtek istediğim sensin benim. *Aşkınla sararıp solacak kadar, Sevginle bahtiyar olacak kadar Uğruna canımı verecek kadar seviyorum desem inanırmısın ? *Belki hatıralar unutulup gidecek, Belki bu sevgier yok olup eriyecek, Ama şunu unutma, Bu kalp sonsuza dek seni sevecek... *Gecenin karanlığında, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma... *Bırakma beni sevdiğim gidişine dayanamam, Hasret gözyaşlarımla kendimi avutamam, Dönerim dersin ama kadere inanamam, Bıraktığın anılarla sensiz yaşayamam... Sen benim gözlerimde saf bir gerçek, Yüreğime bahar getiren bir çiçeksin. Sen bedenimdeki yumuşak kudret, Gönül bahçemde uçuşan bir kelebeksin.. *Hafif hafif çiseleyen yağmurda kalırsan; Saçlarını okşayan her tanede BENİ HATIRLA ! *Bugünde yarın da yüreğin kadar yanındayım , Kendini yanlız hissettiğinde elini yüreğine koy.. ben hep oradayım!! Kimbilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim, Kimbilir hangi ellerden son suyumu içeceğim, Belki göremeden öleceğim fakat yinede seni \'EBEDiYEN SEVECEĞiM\' *Sahiller dalgayı nasıl beklerse, Gökyüzü mehtabı nasıl özlerse, Kuru topraklar suya nasıl hasretse, Sende benim hasretimsin... *Güller hep ellerinde açsın, ama dikenleri batmasın. Sevda hep seni bulsun, ama seni yaralamasın. Mutluluk hep yüreğine dolsun, ama beni unutturmasın.. O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum, titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum, öylesine bağlanmışım ki seni hep özlüyorum. Ne güneşi istiyorum karanlığıma, Ne de yıldızları istiyorum gece yarılarında.. Çok değil, Birtek seni istiyorum yalnızlığıma.. Konuşma Sonu Gül bahçesinde geçse de ömrüm , Senin üstüne gül koklamam gülüm! Seni koklamak olsa da ölüm , İnan uğrunda ölmeye değersin gülüm Ne zaman tutsam ellerini, Gözlerimin önünden mevsimler geçer. Ne zaman gözlerin gözlerime değse Samanyolundan bir yıldız düşer... Dünya unutursa dönmeyi, Rüzgar unutursa esmeyi, Aşıklar unutursa sevmeyi, Belki o zaman unuturum seni Aşka burun kıvırmayin o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için, Her bitkinin sürekli bakıma ihtiyaci olduğunu unutmayın. Eğer öldüysen, şu anda yıldızlara uzanırsan, yıldızların ışıklarını topla. Taç şeklinde saçlarının arasında sonsuza dek parlasın. Seni seviyorum diyebiliyorsam Bu sende bütün insanlığı , Bir anlamda bütün canlı olan herşeyi, Ve yine sende kendimi seviyorum demektir. Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece..O kadar yakındılar.. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar..\"anladım\" der gibi bir gülümseyişti bu... Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji\'nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılışı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce.. Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan \"tabi\" dedi.. \"bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız..\" \"Mutluluk işte bu olmalı\" diye düşündü delikanlı.. \"Mutluluk işte bu!..\" Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yanyana düştüler.İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yanyana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken –o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzandı..Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Bir kaç saç teli, delikanlının elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken, kız, şakalaştı.. \"Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana\'da da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak..\" Hayır, aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana\'ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana\'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, ügüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara\'nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu.. Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garaja gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız \"keşke orada olsaydın\" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında.. Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. \"Bu sana\" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl\'ın dört satırını okurken.. \"Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar... Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar!..\" Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. \"Sana bir şeyler söylemek istiyorum\" dedi kız.. O da heyecanlıydı, belli.. \"Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok..\" \"O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni!\" dedi, delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden.. Yıllarca sonra Levent Yüksel\'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen Aksu\'nun sözlerini o zaman biliyordu sanki. Aşk \"onurlu\" olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiğiydi.. Bir ikinci dörtlük daha vardı orada.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu.. Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti..Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. \"Günlerdir seni arıyorum\" dedi kız. \"Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!..\" \"Yaa\" dedi delikanlı.. \"Yaa\" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı: \"Yaaa!..\" Cebindeki artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. \"Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün..\" dedi. \"Bu da sonu onun...\" Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken.. \"Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni. Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar!..\" Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp mü gitmişti acaba? Delikanlı bu soruların cevabını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, o delikanlı, bendim!... Çıkmaz sokakdaki lambaya diktim gözümü Yine çıkmaz sokakların lambalarına diktim gözümü... en az onlarda benim kadar bitkin ve yorgunlar.. kalkıp gitmek geliyor içimden ama ne takatim nede kalkacak gücüm kaldı artık... ayrılık çanları defalarca çalarken yüreğimde kalkıp bağıracak gücüm yok artık... gitme diyebilmek tutup kolundan geri çevirmek o kadar uzak ki bana... eskiden olsa defalarca yalvarır engellerdim gidişini... şimdi ne değişti? Ne gelip kolundan tutmak nede gitme diye yalvarmak geliyor içimden... sen hiç sevmedin beni üstelik sana giden tüm yollar kapalı... çıkmaz sokaklar üstüme yığılıp kaldı bu gece, gökyüzü ağladı sersefil halime ... vücudum soğuk, vücudum donmuş bir vaziyette, gel desem, gitme desem, sev desem sever misin? Biliyorum sevmezsin sen git dediğinde ben gidemedim çünkü, defalarca arkama bakıp gözlerinle karşılaşmak istedim ne bir çift gözyaşı nede sen vardın ortada... bak şimdi bıraktığın çıkmaz sokaktayım... sen gönlümü çalıp giden sevgilim bendeki diğer yarını almaya geleceksin değil mi??? seni çok sewmiştim bunu sende biliyordun arkadaslarımızda ama sen buna rağmen benden ayrıldın nedden sevgili ? ha pardon eski sevgili demeliydim....ben sensiz ne yaparım eski sevgili? ne yaparım bır dusun!ben birgun öleceğim;sebebim sen olacaksın çünkü intihar edeceğim çünkü seni seviyorum sevgili ve seveceğim seniç ok sewiyorum hayatım boyunca unutmayacagım senı sevgili!
Hayat oyun oyuncakta bizmişiz be kanka rüya sandıgım gece acı bir sonmuş...
İnsanı yaşlandıran yaşadığı yıllar değil,ulaşamadığı arzulardır
yağmur yağar yerlere ben düşmüşüm dillere kim ne derse desin seni vermem ellere
BİR TEK ŞU DÜNYADA ADANA KALSA,ADANA DAN GÜZEL SEVMEYECEĞİM Bazen gülerim bazende ağlarım ben balık burcuyum duygusal bir yapıya sahibim.Kimi karı kız peşinde,kimi şöhret peşinde,kimi para peşinde,kimi aşk peşinde,kimide oyun dalavere vb şeyler peşinde.Halbuki bilmiyorlar ki dünya sandıkları kadar büyük değildir ne sana nede bana kalır.Yukarıda her zaman için yer tutanlar aşağıdakiler emniyette değillerdir. Gazeteci Ferhat AYDOĞAN
herkesi sevebilirdim,keşke senden başlamasaydım